22 Ekim 2010 Cuma

emsal

önsözümü okuduğunda anlarsın
ben artık bir sonsözüm
iliklerinde hissedersin kelimelerimi
dudaklarından dökülen yaşlarında
anımsarsın o an gelgitlerdedir aklın
ve selamsız biryle aynı yoldasındır
sen onun çizgilerine basarken
o senin kıyılarında dolaşmaktadır
bittiğin yada gittiğin yere kadar
ne saabahın körü ne bir gecenin yarısı farketmemektedir
tezatların kederlerin yada döküntülerin arasında
yinede es geçip herşeyi bana dökülürken için
sen giderdin
onca işin gücün ortasında
susuzluk vakitlerinde içerdim seni
faili meçhul kelimelerimi hapsederdim
ötesi yok olmuş berisine sıgmayan bir hikaye misali
bekliyorum gelmeyen o günleri
bir gülümsemenin ucunda sallanan ellerini
kirpiklerinle sarıldığın gözlerimi
bana sakladığın kıymetlini
daha ötesi bendeki seni özlemlerimle düğümledim
ve bütünledim gerideki tüm hesapları
içtiğim kadehimle erittim hislerimi
dönmemeli geri yüzü koyun uyumalı gerçeklerimle
yanlızlığıma bir zafer daha eklenmeli
çeteresi kimin ellerinde...

karşı koyarak severim seni

bu gidişata bir dur demek lazım 
arada bir bozmak lazım oyununu kaderin 
yazmak lazım yeni baştan gönlünce 
ve sen gülünce 
kalır herşey öylece 
tüm savaşlar biter tüm kavgalarda mahçup olur bedenim 
bir gözümde gülümsemen 
diğer gözümde koca bir dünya uzanır boylu boyunca 
itiraz etmeden sarılır 
karşı koyarak severim seni

bekleyenmi var beni

bekleyenmi var beni
isteyenmi
deniz aşırı yollarda
karışmakmı var
suya sabuna bulanmadan
ite kopuğa
aklında ok gibi cesaret saplantıları
ellerinde küçük bir çocuğun terleyen avuçları
ikisi arasına sıkışmakla birlikte
müptela olmuş düşlerimiz

mustakil

mustakil nesnelerinde hayatımın en saf gölgesi

hazinesini kaybeden bir korsan gibi
kaybettiğim yokluğuma ağlıyorum
sen yine sizlere ömür
kemiklerim ağrıyor
çivi sırtı yataklarında
gözlerim çağlıyor ruhunun karanlıklarında
ve tek kaarımın adını eksiltmediğin
seni seviyorumlar olmadığını anladım
işte bu kadar alışılmış ve sıradandık biz oysa
ağlamak için ağlamayı
gülmek için gülmeyi isterdik hep
hep bizi isterdik
birbirimizi
sıfatlarımızdan soyunup
arada pekiştirdiğimiz kavgalarımız olmalıydı
ama anne ve babam gibi değil
küs kalmadan barışmalıydık
sevişmeliydik sevgisizliğimizle
ayrışmalıydık senle bir elekte
sonunda yeniden bir nefeste buluşmalıydık
sonra oturup bir kaldırıma bunları saatlerce konuşmayı
utanmayı huzur bulmayı
dört mevsimi bir kalp çarpıntısına eş değer zamanda yaşamayı
işte bunu bilmeliydin
denk düşen eşitsizliklerimizin saplantı haline gelmiş şekline
eşittir ikimiz.

ben gittim

ben gittim
hadi gelmiyorum şimdi
rahatladın mı bu aralar
söz söyleyen yok karışan yok sana şu aralar
susan yok seni dinleyende
egemenliğinin tadını çıkar
yanında taşıdığın o agır tarafında
ben gittim

bana uyan olmadı yada beni uyaran
bak gidersen böyle olur diye
dinlemedim gittim
şimdi rahatladınmı
bahanem çoktu beklemedim bile
verdiğin fırsatlar alehimde delilken
ben gittim
ve hala gelmiyorum
o kadar çok gittim ki
adını bile unutur gibiyim
ama geri dönmeyi çoktan unuttum
herkesinki bir yol hikayesi aslında
durağan halimize inat
ben gittim senin kaldığın yerden
ve ben giderken sen daha hiç gelmeden
yollarını kestiğim eşkiyalara kaptırdıklarımın peşinden
ben gittim
rahat mı battı diyebilirsin
bunca şey beni kovalarken gittim
tanımadığım tamlamadığım sıfatlar üzerime biçilmişken gittim
ve onlara kaptıracak tek bir hayalim olmadığı için
onlara karşı onların peşinden ben gittim ..
şimdi anlıyormusun
neden ben gittim
çünküsü yoktu
belkisi yada bazısı
hiç bir zaman örnek teşkil etmedim
ben gittim
kimileri vardır ya elveda diyemez
oysa ne acıdır bu
ve gider ben gittim bile diyemez
üzülme ben gittim :)
adı bi eylemdi sadece benimleyken anlamlı
ben gittim
ben yada sen artık farketmiyor
birisi gitti
seni giderken bekledim
bu imkansızı istemek gibi
oysa ben istemedim
sadece ben gittim
haklısın seni davet etmeliydim
ne kadar geldiğini bilemdiğim için
sen yol yorgunusun
ben gittim
aklımda binlerce kelime yüzlerce cümle milyonlarca soru
onu etrafa dagıtırken
ben gittim
artık kalacak bir yerimde yoktu
duracak bir durağım
dört mevsim bir akşamdı şahidim bir de gündüz
arda dinlediğimde oldu
ben gittim